Girişimsel kardiyolojinin temelinde yatan felsefe, belki de yüzyıllar öncesinde söylenmiş olan ve tıbbın en temel ilkesi olarak nitelendirilebilecek “Primum Non Nocere” (Önce hastaya zarar verme!) sözleri ile özetlenebilir. Girişimsel kardiyologların temel hedefi de eğer olanağı varsa, hastaya en az zararı veren ve hastaya en fazla faydayı sağlayan minimal invazif yöntemler ile hastayı tedavi edebilmektir. Bu nedenle, özellikle açık cerrahinin riskli olduğu kişilerde ve tedavisi oldukça zor olan kalp hastalıklarında, günümüzde perkütan transkateter yöntemler ile oldukça iyi sonuçlar elde edilebilmektedir.