OPERASYONLAR
PARAVALVÜLER KAÇAK KAPATILMASI
MİTRAL PROTEZ KAPAK DELİĞİNDE AÇIK AMELİYATSIZ TEDAVİ
Mitral protez kapaklar, kalpteki sol kulakçık ve sol karıncık arasına yerleştirilen kapaklardır. Bu kapak etrafında delik veya yırtık oluştuğunda, bu deliği geçmek için iki yol kullanılmaktadır. İlk yol antegrad yöntem olarak bilinen sol kulakçığa ulaşılarak sol kulakçıktan sol karıncığa geçme, ikincisi ise retrograd yöntem olarak isimlendirilen sol karıncığa ulaşılarak sol karıncıktan sol kulakçığa geçme şeklinde tanımlanabilir.
a) Sol kulakçık-sol karıncık metodu (Antegrad yöntem)

Genellikle sol karıncık içerisindeki tel, karşı kasık atardamarından gönderilen bir kement ile yakalanır ve tel çekilerek atardamardaki kılıftan çıkarılır. Böylece atardamar- toplardamar ilmik halkası (Arteriyovenöz loop) oluşturulmuş olur. İlmik halkası (Arteriyovenöz loop) oluşturulduktan sonra, sağ kasık toplardamarından protez kalp deliği kapama cihazının taşıyıcı sistemi bu halka üzerinden kaydırılarak ilerletilir. Sol kulakçığa ulaşıldıktan sonra, sistem sol kulakçık ve sol karıncık arasındaki delikten geçirilerek sol karıncığa ilerletilir.

b) Sol karıncık-sol kulakçık metodu (Retrograd yöntem)
Kasık bölgesindeki atardamarlar, aortaya ve oradan da sol karıncığa ulaşmamızı sağlayan ana damarlardır. Anjiyografi laboratuarında, küçük bir iğne ile kasık atardamarına girilerek atardamara bir adet kılıf yerleştirilir. Bu kılıf içerisinden uzun özel bir boru (kateter) aortaya oradan da sol karıncığa yerleştirilir. Bu boru içerisinden, özel teller ve daha küçük borular eşliğinde protez kapağın sol karıncık tarafındaki delik veya yırtığından geçilerek sol kulakçığa geçilir. Genellikle sol kulakçık içerisindeki tel, karşı kasık toplardamarından gönderilen bir kement ile yakalanır ve tel, çekilerek toplardamardaki kılıftan çıkarılır. Böylece atardamar-toplardamar ilmik halkası (Arteriyovenöz loop) oluşturulmuş olur. Dünyada sıklıkla ilmik halkası üzerinden cihaz yerleştirme yöntemi uygulanırken, kliniğimizde ilmik halkası oluşturmadan da daha kısa sürede kapama işlemi gerçekleştirilmektedir ve geliştirdiğimiz yöntem, dünya literatürüne girmiştir.

AORT PROTEZ KAPAK DELİĞİNDE AÇIK AMELİYATSIZ TEDAVİ
Aort protez kapaklar, kalpteki sol karıncıktan çıkan aort damarı ile sol karıcık arasına yerleştirilen kapaklardır. Bu kapak etrafında delik veya yırtık oluştuğunda, bu deliği geçmek için kasık bölgesindeki atardamarlara girilmektedir.Kasık bölgesindeki atardamarlar, aortaya ve oradan da sol karıncığa ulaşmamızı sağlayan ana damarlardır. Anjiyografi laboratuarında, küçük bir iğne ile kasık atardamarına girilerek atardamara bir adet kılıf yerleştirilir. Bu kılıf içerisinden uzun özel bir boru (kateter) aortaya yerleştirilir. Bu boru içerisinden, özel teller ve daha küçük borular eşliğinde protez kapağın aort tarafındaki delik veya yırtığından geçilerek sol karıncığa geçilir. Cihazın taşıma sistemi, atardamardan ilerletilip aortadaki delikten geçirilerek sol karıncığa yerleştirilir.

Sıkça Sorulan Sorular
Kapalı yöntemle yapılan tedaviler sırasında ortaya çıkan istenmeyen durumlar, açık cerrahiyeoranla çok daha düşüktür. Bu tedaviler sırasında, açık cerrahi sırasında ortaya çıkabilecek ciddi kanama, uzamış anestezi komplikasyonları, damar ve boşluk yaralanmaları gibi komplikasyonlar sıklıkla görülmemektedir.
Göğüs kafesi yarılmadan kasıkta sadece küçük bir iğne ve kılıf yerleştirilmesi ile gerçekleştirilen bu operasyonların kozmetik üstünlüğü nettir. Ancak, her operasyonda olduğu gibi bu işlemler sırasında da kanama, hava embolisi, kalp zarı etrafında kan toplanması gibi istenmeyen olaylar çok nadir de olsa ortaya çıkabilir fakat açık cerrahiye kıyasla bu durumların ortaya çıkması son derece nadirdir.
Özellikle daha önce açık cerrahi uygulanmış bazı hasta gruplarında, ikinci kez yapılacak bir açık cerrahi sırasında, kalbe ulaşım sırasında birçok fibrotik doku ve yapışıklıklarla karşılaşılmaktadır. Aynı hastada tekrar göğüs kafesinin açılması, perikard yapışıklıkları, çevre dokuların yarattığı bağ dokusu iyileşmeleri gibi nedenler; ikinci kez cerrahi yapılmasını zorlaştırmakta, anestezi ve kardiyopleji süreleri uzamakta ve operasyon sonrası hastanede ve yoğun bakımda kalış süresi uzayarak iyileşme süresi gecikebilmektedir.
Göğüs kafesi yarılmadan kasıkta sadece küçük bir iğne ve kılıf yerleştirilmesi ile gerçekleştirilen bu operasyonların kozmetik üstünlüğü nettir. Ancak, her operasyonda olduğu gibi bu işlemler sırasında da kanama, hava embolisi, kalp zarı etrafında kan toplanması gibi istenmeyen olaylar çok nadir de olsa ortaya çıkabilir fakat açık cerrahiye kıyasla bu durumların ortaya çıkması son derece nadirdir.
Özellikle daha önce açık cerrahi uygulanmış bazı hasta gruplarında, ikinci kez yapılacak bir açık cerrahi sırasında, kalbe ulaşım sırasında birçok fibrotik doku ve yapışıklıklarla karşılaşılmaktadır. Aynı hastada tekrar göğüs kafesinin açılması, perikard yapışıklıkları, çevre dokuların yarattığı bağ dokusu iyileşmeleri gibi nedenler; ikinci kez cerrahi yapılmasını zorlaştırmakta, anestezi ve kardiyopleji süreleri uzamakta ve operasyon sonrası hastanede ve yoğun bakımda kalış süresi uzayarak iyileşme süresi gecikebilmektedir.
Perkütan transkateter tedavi yöntemlerinde kullanılan cihazlar, birçok hasta grubunda test edildikten sonra kullanıma girmiştir.
Özellikle kalp deliklerinin kapatılmasında kullanılan cihazların çoğu nitinol olarak adlandırılan hafızası olan özel metallerden üretilmiştir. Nikel alerjisi olanlar dışında cihazların herhangi bir yan etkisi bildirilmemiştir. Bu tip durumlarda da platin kaplı cihazlar kullanılabilmektedir. Bazı uygulamalar sırasında, eğer uygun ölçüm yapılmamışsa, uygun cihaz seçilmemişse cihazlar yerinden fırlayıp kalp boşlukları içerisine kaçabilir. Ancak bu tip durumlar için cihazları vücut içerisinde yakalayabilecek özel kementler üretilmiştir ve cihazlar bu kementler ile yakalanıp vücuttan çıkarılabilir.
Mitral balon valvuloplasti, aort ve pulmoner balon valvuloplasti gibi kapak darlıklarının balonla açılması işlemlerinde kullanılan balonlar, nadiren de olsa çevre dokulara ve kasık damarlarına zarar verebilir. Ancak açık cerrahiye kıyasla bu tip istenmeyen olaylar oldukça nadirdir.
Transkateter aort kapak implantasyonu için kullanılan kapaklar, kalbin ileti sistemine bası yaparak kalıcı kalp pili gereksinimine neden olabilir. Bazı hastalarda kapak takıldıktan sonra kapaklar etrafında paravalvuler kaçak ortaya çıkabilir. Bu açıdan hastaların belirli aralıklarla takip edilmeleri oldukça önemlidir.
Tüm kapalı tedavilerde çok nadir de olsa vasküler ve nörolojik olaylar ortaya çıkabilir. Ancak açık cerrahiye kıyasla bu tip olayların sıklığı çok daha azdır.
Özellikle kalp deliklerinin kapatılmasında kullanılan cihazların çoğu nitinol olarak adlandırılan hafızası olan özel metallerden üretilmiştir. Nikel alerjisi olanlar dışında cihazların herhangi bir yan etkisi bildirilmemiştir. Bu tip durumlarda da platin kaplı cihazlar kullanılabilmektedir. Bazı uygulamalar sırasında, eğer uygun ölçüm yapılmamışsa, uygun cihaz seçilmemişse cihazlar yerinden fırlayıp kalp boşlukları içerisine kaçabilir. Ancak bu tip durumlar için cihazları vücut içerisinde yakalayabilecek özel kementler üretilmiştir ve cihazlar bu kementler ile yakalanıp vücuttan çıkarılabilir.
Mitral balon valvuloplasti, aort ve pulmoner balon valvuloplasti gibi kapak darlıklarının balonla açılması işlemlerinde kullanılan balonlar, nadiren de olsa çevre dokulara ve kasık damarlarına zarar verebilir. Ancak açık cerrahiye kıyasla bu tip istenmeyen olaylar oldukça nadirdir.
Transkateter aort kapak implantasyonu için kullanılan kapaklar, kalbin ileti sistemine bası yaparak kalıcı kalp pili gereksinimine neden olabilir. Bazı hastalarda kapak takıldıktan sonra kapaklar etrafında paravalvuler kaçak ortaya çıkabilir. Bu açıdan hastaların belirli aralıklarla takip edilmeleri oldukça önemlidir.
Tüm kapalı tedavilerde çok nadir de olsa vasküler ve nörolojik olaylar ortaya çıkabilir. Ancak açık cerrahiye kıyasla bu tip olayların sıklığı çok daha azdır.
Kapalı tedaviden sonra tüm hastalar 1 gün süre ile yoğun bakım ünitesinde izlendikten sonra, istenmeyen bir durum mevcut değilse ertesi gün servise alınır. Servis izlemleri sırasında herhangi olumsuz koşul gelişmemişse işlem sonrasında kullanacakları ilaçların tedavi dozları da ayarlanarak hastalar, iki veya üç gün içerisinde taburcu edilir.
Kapalı tedaviden sonra tüm hastalar, 1, 3, 6 ve 12. Aylarda düzenli olarak kontrollerini yaptırmak zorundadırlar. Birinci yıl sonrasında da her 6 ayda bir düzenli kontrol yaptırmalarında fayda mevcuttur.
Kapalı yöntemler sırasında mutlaka kullanmak zorunda olacağınız ilaçlar olabilir. Bu ilaçların hangi sıklıkta ve ne kadar süre ile kullanılacağı, ne zaman kesileceği konusunda mutlaka doktorunuza danışmalı ve düzenli olarak takiplerinizi yaptırmanız gerekmektedir.